Ömrüm Sanki Bir Gündü
Güneş doğdu sağımdan
Yine kalktım mağaramdan
Elimde mızrağımla
Koştum bizonun ardından
Amma da doğmamıştı
Hattı kurumamıştı
On bin beş yüz yıl geçti
Ruhum bile duymadan
Ömrüm sanki bir gündü
O da bu dündü
Yalnız kalmak zulümdü
Yalnız kalmak ölümdü
Güneş tam tepedeydi
Ruhum bir gölgedeydi
Şarabımı açtım bekledim
Cellat kellemi istedi
İsa daha doğmamıştı
Meryem suçlanmamıştı
İki bin beş yüz yıl geçti
Sokrat yaşlanmamıştı
Ömrüm sanki bir gündü
O da bu dündü
Yalnız kalmak zulümdü
Yalnız kalmak ölümdü
Güneş battı solumdan
Yeni kalktım de tarımdan
Bir ufak ayran açtım
Biraz köfte kasaptan
Mustafa doğmamıştı
Führer çıldırmamıştı
On bin beş yüz yıl geçti
Akşam bile olmadan
Ömrüm sanki bir gündü
O da bu dündü
Yalnız kalmak zulümdü
Yalnız kalmak ölümdü
Ömrüm sanki bir gündü
O da bu dündü
Yalnız kalmak zulümdü
Yalnız kalmak ölümdü
Ömrüm sanki bir gündü
O da bu dündü
Yalnız kalmak zulümdü
Yalnız kalmak ölümdü